3 Ocak 2010 Pazar

Gözlerinden Yaş Eksik Olmuyordu Hiç...



Gözlerinden yaş eksik olmuyordu hiç.
Güneşliydi hava üstelik;
Dışarda da oynayabiliyordu.
Ona kızacak kimsesi yoktu hiç.
Yaramazlık da yapabiliyordu üstelik;
Beyaz elbisesindeki kırmızıyı anlayamıyordu.
Molozun tozu değiştirmişti
Elbisesinin rengini:
Şimdi griye çalıyordu.
Ama o kırmızı...
Yerli yerinde duruyordu.
Gözlerinden yaş eksik olmuyordu;
Kendine kızacak birilerini arıyordu:
Anne dediği kadını,
Baba dediği adamı...
Kendine küsecek birilerini arıyordu,
Beraber oynayacağı:
Arkadaşım dediği çocukları...
Bir kolu kırık oyuncak bebeği de
Yalnızlığını dindirmiyordu.
Ve o kırmızı leke;
Orada öylece duruyordu.
Güneş içeri sızıyordu.
Boş, küçük metalleri aydınlatıyordu.
Kovanlar ışıkta parıldıyordu.
Çocuk ağlıyordu...
Gözlerinden yaş eksik olmuyordu hiç.
Güneşliydi hava üstelik;
Biraz daha büyük olsaydı eğer,
Kırmızı lekenin kimin kanı olduğunu
Ayırt edebilirdi belki...
Ama yaşı buna izin vermiyordu.
O sadece en son babasına sarıldığını hatırlıyordu.
Gözlerinden yaş eksik olmuyordu hiç...
Yalnızlığın tadı, dilini yakıyordu...

Rıdvan TÜRKOĞLU

2 yorum:

  1. Bu şiirin hakkındaki yorumumu biliyorsun.Başkalarının bilmesine gerek yok,herkes kendi yorumunu getirsin.
    Ben burdanda tebrik etmek istiyorum seni.
    Süper-beğendim-beğenmedim tarzında mini anketlerden koyda,süpere bir tik atıp geçelim.
    Ellerine,zihnine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim buradan da. yorumların değerli benim için. çok saol. =)

    YanıtlaSil

Parmaklarına kurban...